Osteoporoz veya kemik erimesi, kemik metabolizmasındaki bozukluk sonucunda kemikteki protein örgüsünün seyrelmesine neden olarak kemik kırılganlığını arttıran bir hastalıktır.
Kemikler yüksek oranda kalsiyum içeir. Bebeklik ve çocukluk dönemlerinde hızlı bir şekilde kemik yapımı söz konusudur. 20'li yaşların sonlarına doğru ise kemik yapım hızı ile kemik yıkım hızı eşitlenir ve sonrasında yaşın ilerlemesiyle birlikte kemik yıkımı hızlanır. Bu durum dengesiz beslenme ile de birleştiğinde osteoporoz gelişmeye başlar. Osteoporozda kemiğin birim hacimdeki mineral yoğunluğu azalmıştır. Bu nedenle kemikler daha kolay kırılır hale gelir.


Normal ve osteoporotik kemik yapısı
Osteoporoz Nedenleri
Osteoporozun kesin sebebi bilinmemekle beraber, bazı faktörlerin rol oynadığı kesindir.
• Kadın cinsiyet
• Menopoz öncesi dönemde yumurtalıkların alınması
• Menopoz
• Genetik yatkınlık
• Yetersiz kalsiyum, fosfor ve D vitamini alımı
• Hareketsizlik
• Vücut yapısı
• Beslenme bozukluğu
• Paratiroid hastalıkları
• Cushing sendromu
• Şeker hastalığı
• Steroid içerikli ilaç kullanımı
• Sigara ve alkol kullanımı
Osteoporozun Klinik Bulguları
Osteoporoz vakalarında sıklıkla görülen belirtiler şu şekildedir:

Osteoporotik zeminde gelişen kalça kırığı
• Kamburluk

Osteoporoza bağlı olarak omurlarda oluşan yükseklik kaybı ve kamburluk. Boydaki kısalmaya dikkat ediniz.
• Nörolojik bozukluklar (Uzuvlarda his veya güç kaybı, idrar kaçırma)
• Kronik sırt ağrısı
• Akşamları bacak krampları
• Eklem ağrıları
Osteoporozun Teşhisi
Osteoporoz teşhisi hastanın hikayesi, fizik muayene bulguları, radyografik tetkikler, kemik yoğunluğunun tayini ve laboratuvar sonuçlarının değerlendirilmesi ile konur. Doktor, kemik kaybı yapan, D vitamini eksikliğine bağlı raşitizm, hiperparatiroidizm gibi diğer hastalıkları ekarte etmek isterse, ek tanı yöntemlerine başvurabilir.
Osteoporozun en yaygın komplikasyonu kemik kırıklarıdır. Osteoporozda kırıklar küçük bir burkulma ve hatta bazen öksürme gibi ani hareketlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Kemik erimesinin kesin olarak teşhis edilebilmesi için kemik yoğunluğu ölçümü yapılmalıdır. Bunun için günümüzde en sık başvurulan ve güvenilir yöntem DEXA'dır. DEXA yöntemi ile kemik yoğunluğu kolay ve ağrısız bir şekilde ölçülebilirken hastalar yüksek miktarda radyasyona maruz kalmazlar.
Ölçüm osteoporozdan en çok etkilenen bölgeler olan kalça, el bileği veya omurga kemiklerinden herhangi birinde yapılabilir. Kemik yoğunluğu ölçümü belirtilerin ortaya çıkması beklenmeden menopoz sonrası dönemdeki kadınlar ve 50 yaşın üzerindeki erkeklerde düzenli olarak yapılmalıdır.
Kemik yoğunluğunun ölçülmesinin esas amacı, kırık oluşma riskinin belirlenmesidir. Kemik yoğunluğu düştükçe kırık riski de artmaktadır.
Aşağıdaki durumlarda kemik yoğunluğu ölçümü tavsiye edilir:
• Ailesinde kalça kırığı hikayesi olanlar, sigara içenler, zayıf ve narin yapılılar
• Kemik kaybına yol açabilecek ilaçları (kortizon) kullananlar
• Hipertiroidi, hiperparatiroidi, barsak emilim bozuklukları, alkolizm gibi sağlık sorunları olanlar
• Daha önce kırık geçirenler (büyük bir travma olmadan)
Osteoporoz Tedavisi
Osteoporozun kesin tedavisi yoktur. Kişinin yaşam tarzında yapılacak çeşitli değişiklikler ve tedavi yöntemleriyle osteoporozun kontrol altına alınması ve kırıkların önlenmesi mümkündür. Kaybolan kemik dokusunu yerine koymak çok zordur. Tedavi ile yeni kemik kayıplarının olmamasına çalışılır. Osteoporoz tedavisini ortopedist, iç hastalıkları uzmanı, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ve endokrinolog beraberce yürütürler.
Osteoporoz tedavisinde sıklıkla kullanılan yöntemler şunlardır:
• Bifosfonat türevi ilaçlar
• Menopoz sonrası östrojen veya östrojen reseptör düzenleyici ilaçlar
• Erkeklerde testosteron verilmesi
• Kemik metabolizmasını düzenleyen ilaçlar (Teriparatid, Stronsiyum)
• Kemik yıkımına yol açan etkenleri kontrol altına alan ilaçlar (Denosumab)
• Egzersiz programları
Osteoporozun Önlenmesi
İnsanlar yaşlandıkça kemik kaybı arttığı için, çoğu insan osteoporozu yaşlılık hastalığı olarak bilir. Oysa osteoporozun gelişmesinde, çocukluk ve adölesan dönemdeki kemik büyümesinin ve gelişmesinin büyük önemi vardır. Osteoporozun önlenmesine çocukluk çağlarında başlanılmalıdır.
Çocukluk süresince kemikler hem büyürler, hem de güçlenirler. Bu dönemdeki kemik gelişimi yetişkin hayattaki kemik kalitesini de belirler. Adölesan çağında ulaşılan kemik kitlesi ne kadar büyük olursa, yaşlılıktaki kemik kaybı da osteoporoza o kadar geç yol açar.
Vücudun normal gelişmesi için iyi beslenme çok önemlidir. Bütün dokular gibi, kemik de dengeli beslenme, yeterli kalori ve uygun miktarda besin maddesi ister. Maalesef, bazı insanlar kendi sağlığı için gerekli miktarda besini alamayabilir. Mesela, 9-17 yaşlarındaki kimseler, günde ortalama 1300 mg kalsiyum almalıdır. Kalsiyum, kemik kitlesinin gelişmesinde, korunmasında ve osteoporozun önlenmesinde önemli bir besin maddesidir. Kalsiyumun en iyi kaynağı, süt ve sütten yapılmış yiyeceklerdir. Yeşil yapraklı sebzeler de bol miktarda kalsiyum içerir. Üç yaşın altındaki bebekler, günde 500 miligram kalsiyuma ihtiyaç duyarlar. Büyük çocuklarda günlük ihtiyaç 800 miligrama çıkar. Daha büyük çocuklardaki kalsiyum ihtiyacı ise, günlük 1300 miligramdır.
Kalsiyum ile birlikte D vitamini alımı da gereklidir. Vitamin D güneş ışığı ile aktif hale geçer. Açık havada yapılan egzersizler bu bakımdan iki yönden fayda verir. Vitamin D kalsiyumun bağırsaklardan emilmesinde ve kemik sağlığının korunmasında rol oynar. Bebeklerin ve çocukların yeterli miktarda D vitamini de almaları gerekir. Önemli olan genç yaşta ulaşılan kemik kitlesi düzeyidir.
Kaslar gibi kemiklerin de güçlü olması için egzersizlere ihtiyacı vardır. Hangi yaşta olursanız olun yapacağınız egzersizlerin, sağlık ile ilgili diğer faydalarının yanında kemik yapımını artırıcı etkisi vardır. Yürüme, koşma, futbol, basketbol, voleybol, kayak, dans etmek gibi egzersizler haftada en az üç kere yapılmalıdır. Egzersizlerin kas gücünü artırarak, vücuda esneklik sağlayarak ve denge duygusunu geliştirerek, düşmeyi önleyici etkisi de vardır. Böylece kırık olma ihtimali de azaltılmış olur.

Egzersiz kas gücünü artırır, denge duygusunu geliştirir ve düşmeyi önler.
Yaş Durumuna Göre Öneriler
10-20 yaş: Kemiklerinizdeki kalsiyum depolarını mümkün olduğunca artırınız. Kemiklerinizin sağlıklı ve güçlü olması için, günde 1300 miligram kalsiyum alınız. Kalsiyum için en iyi kaynağın süt olduğunu unutmayınız. Yeşil yapraklı sebzeler yiyerek de bol kalsiyum alabilirsiniz.
Kadınların düzenli menstruasyon görmeleri osteoporozun önlenmesi açısından önemlidir. 16 yaşına gelmenize rağmen menstruasyon başlamamışsa veya düzenli değilse, doktora müracaat ediniz.
20-35 Yaş: Kemik yapımı, eski yıllardaki ile kıyaslandığında daha az olmakla beraber, kemikler en güçlü yapıya bu dönemde ulaşırlar. Kemik yoğunluğunun zirve noktaya ulaşması için yeterli kalsiyum alınması önemlidir. Her gün 1000 mg kalsiyum alınmalıdır. Yeterli kalsiyum alımı ile birlikte yapılacak egzersizler kemiklerin güçlenmesine yardım eder.
35-50 Yaş: Yavaş yavaş kemik yıkımı başlamıştır. Bu kaybı asgaride tutmak için yeterli kalsiyum (günde1000 mg) alınmalı ve düzenli egzersiz yapılmalıdır. Kadınların çoğu bu yaşlarda menapoza girerler. Menstruasyonlar düzensiz hale gelmeye başlayınca doktora gitmek gerekir. Ayrıca, kemik yoğunluğu ölçümü de gerekebilir.
50 Yaş ve Üzeri: Menapoza girmiş kadınların kemik kitlelerinde bir yılda ortalama %1-6 oranında kayıp olur. Bu dönemde osteoporoz tedavisi gerekebilir. Yeterli kalsiyum alımı önemlidir. Bir günde 1000 mg kalsiyum alınmalıdır. Yeterli güneş ışığı alınamıyorsa, D vitamini alımı da gerekir. Haftada 3-5 gün 20-30 dakika kadar yürümek veya koşmak çok faydalıdır.